Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

1 Mayıs 2020 Cuma

direniştir 1 Mayıs

Her geçen gün bizi eksilten bir düzenin parçasıyız. Karşılık üzerine kurulu bir düzenin... Bir şey almak için bir şeyler vermemiz gerekir bu düzende. Verdiğimiz kadarını alamayız çoğu zaman. İşçi emek verdi. Patron ücret... İşçi ücreti az buldu. Patron kulaklarını kapadı. Önem verdiği paraydı. Yetmiyordu zenginliği. Daha fazlasını istedi hep. İstedikçe verdiği ücret gözünde büyüdü. Onun zenginleşmesi için işçi fakirleşmeliydi. Bu düzene ayak uydurması için işçi düşünmemeliydi. Sorgulayacak vakti kalmasın diye iş saati arttırıldı işçinin. Böylece sadece çalışacaktı. Sorgulamayacak, tek amacı hayatta kalmak olacaktı. Patron çoğaldıkça, işçi azalacaktı. Her durumda olduğu gibi bu durumda da bir kırılma noktası olacaktı elbette. İşçi farkındalık kazanacaktı bir yerden sonra. Bu farkındalığın -her farkındalıkta olduğu gibi- geri dönüşü yoktu. İşçi, hakkını arayacaktı. Susmayacaktı bu adaletsiz düzen karşısında. Susturulmaya çalıştıkça sesini daha çok duyuracaktı. Pes etmeyecekti hiçbir zaman. Mücadelesi daimi olacaktı. Er ya da geç kazanan olacaktı işçi. Yalnız değildi o. İşçi halktı. Kendi kendini yönetebilendi. Kimseye boyun eğmeyendi. Birlik olduğunda hiçbir şey tarafından yıkılamayacak olandı. 
Hepimiz bu düzenin işçileriyiz. Mezun olduğunda iş bulamayacağını bilerek okuyan... İş bulacağına dair umudunu kaybettiğinde hayatına son veren işçiler. Bizi öldüren biz değiliz aslında. Yaşadığımız düzen. Bu düzene karşı koymadıkça ölmeye devam edeceğiz. En kötüsü de yaşarken öleceğiz. Yaşarken ölmemek için bir yaşam biçimi belirlememiz gereken bu hayatta en güzel seçimdir direnmek. Kimseye boyun eğmeden yaşamaya devam etmek. Nazım gibi yani. Ne olursa olsun mücadele etmekten vazgeçmeyerek. Nefes alırcasına solumak hayatı. Ne kendine ne halkına ihanet ederek. Yaşar Kemal'in İnce Memed'i gibi mesela. Karşındaki ne kadar güçlü olursa olsun direnmeye devam ederek. Kazanacağına inanarak daima. Aydınlığa yürümek soluksuzca. Yolun sonundaki ışık umuduyla durmamak. Yeni başlangıçları heyecanla bekleyerek. En çok da kendini kanıtlamaya çalışmadan Sabahattin Ali'nin Kuyucaklı Yusuf'u gibi "Ben Buyum!" diyerek yaşamak. Değiştirmeye çalışanlara kulak asmayarak. Kendin olarak, ödün vermeden benliğinden. Durmadan ilerlemek inandığın yolda. İnanmaktan vazgeçmeyerek güzel günlere. Mavinin en çok da özgürlük tonunu severek. Güneşli günlerin umuduyla. Farklı görüşlere kapatmadan kendini. Birlik olması halkın. Kenetlenebilmek birbirine. Her koşulda katılmak direnişe. Bir yaşam biçimidir direnmek. Yaşarken ölmek, direnmekten vazgeçmek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder