Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

1 Kasım 2023 Çarşamba

yazmak

Yazmak benim için her zaman bir kaçış yolu olmuştur. İçimdekilerden kurtulmanın en etkili yolu… Bazen bir ağırlık çöker ya insana, kımıldayamaz yerinden. Kendini yürümeye zorlar. İlerlemek zorunda olduğu inancıyla devam etmeye çalışır yoluna. İşte böyle zamanlarda dermanı kağıt kalemimde ararım. İçimi döküp hafiflemek isterim. Çoğu zaman da işe yarar bu yöntem. Kalbimin kara bulutlarını dağıtır ve yeniden başlamama olanak tanır. En zorlandığım yer, her zaman başlangıç cümlesidir. Anlatmaya neresinden başlayacağımı bilemem. İçimi nereden açşam bir türlü karar veremem. O ilk cümleyi yazdıktan sonra gerisi kendiliğinden gelir. Kelimeler dökülür parmaklarımdan. Kimi zaman kelimelerim rüzgarda savrulan saçlar gibidir. Karmaşık, açması zor… Kimi zaman ise dalgasız bir deniz gibi berrak…

Yazmaya başlarken karanlık bir yolun başlangıç noktasında hissederim kendimi. Sonunda göreceğim ışığın hayaliyle alırım kalemi elime. Aydınlığa erişmenin tek yolunun gerçeklerle yüzleşmek olduğunun bilinciyle yazarım. İlk kelimeden son kelimeye kadar onlarca duygu barınır içimde. Yazının sonunda ise en gerçeği kalır geriye. Bazen buruk bir hüzün kaplar içimi. Bazen tüm hislerim kelimelerde kalmışçasına bir hissizlik… İçimde kalan son duygu kırıntısı ne olursa olsun kendimle yüzleşmenin huzurunu taşırım kağıdın sonunda.

Hiçbir zaman anlaşılmak için yazmam ben ama en çok anlaşılmadığıma inandığımda yazarım. Kendimi kağıda anlatırım. Anlaşılma umudu taşımadan, anlaşılamamanın verdiği o yorgunlukla… Yazdıkça rahatlarım. Çünkü yazmak benim için geride bırakmak demek. Mutluluklarımın izini belirginleştirmek, kederlerimin üzerini çizmek… Günün sonunda kendime yaklaşmak ve gerçeklerimle yüzleşmek demek yazmak. Kaçacak bir yerimin kalmaması… Karanlığın sonunda bir aynayla aydınlanmak tüm çıplaklığımla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder