Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

8 Mart 2020 Pazar

kadın kadına

Kadını objeleştiren yalnızca erkekler değildir elbette. En büyük haksızlığı kadın yapar kadına. Kalıplara sokulmaya öylesine alışmıştır ki tüm kadınları sığdırmak ister kalıplarına. Kadın birileri için yaşayandır. Kocasının istediklerini yapması gerekendir. Özgür iradesi olmayan, başkalarına bağımlı olandır. İstenildiğinde susan belki de hiç konuşmaması gerekendir. Söylediklerinin değeri olmayandır kadın. Düşünemeyen, düşündüğünü kendine saklaması gerekendir. Çalışmaması gereken, evde kocasının yolunu gözleyendir. "Kocamdır, yapar." diyendir. Kocası kızını öldürdüğünde bile "O kötü biri değil." diyebilendir. Açık seçik giyinmemesi gerekendir. Yanında bir erkek olmadan dışarı çıkmaması gereken, bir erkeğe emanet edilme ihtiyacı olandır kadın. Evlenmeyince evde kalan, evlenince "karadul" muamelesi görmemek için boşanmayı aklına dahi getiremeyendir. Her gece kocasıyla aynı yatağa girmek zorunda olandır kadın. Evlenmek hizmet etmektir onun için. Kocasını memnun etmesi gerekir evlenince. Tatmin etmesi gerekir onu her açıdan. Çünkü o, kadındır. Yapması gerekenler vardır ve onları yapmalıdır. Kalıpların içine sıkışmış, belki de sıkıştırılmış kadınlardır böyle düşünenler. İçinde bulundukları düzene öylesine alışmışlardır ki bu düzeni değiştirmek bir yana, değiştirmeye çalışanlara karşı çıkarlar. Kadın, olması gerektiği yerde olmalıdır onların gözünde. Fazlasını istemeyi hak görmezler kendilerinde. En büyük mücadelesi kadınadır kadının. Bir kadın olarak çok şey yapabileceğini önce kadına anlatması gerekendir kadın. Kendini hemcinslerine kanıtlaması gerekendir. Kadın değiştiğinde gördüğü muamele değişir kadının. Kadın eşit olması gerektiğinin farkında olduğunda eşit hale gelir erkekle. "Hayır" demeyi öğrendiğinde, bir şeylerin yolunda gitmediğinin bilincinde olduğunda... Değerini önce kendi fark etmesi gerekendir kadın. Karşı cinsin sevgisi ve ilgisiyle değer kazanmadığının, birine bağımlı olmadan yaşadığında daha huzurlu hissedeceğinin bilincinde olması gerekendir. Bu bilinçle hareket ettiğinde düzeni değiştirecek olandır kadın. Mücadelesi kadından yana olan, düşünceleri veya davranışlarıyla kadını yalnızlığa mahkum etmeyendir. Kadın, güçlüdür. İçindeki gücü hissettiğinde kimsenin karşısında duramayacağı kadar güçlü. Her kadın bu gücü hissedemez, toplumun dayattıklarının altında ezilir bazıları. Hissetmeyince kimse hissetmesin ister. Söyledikleri, yaptıkları güçlü kadınları güçsüzlüğe itmek içindir kadının. Oysa değişim, birlik gerektirir. Bu köhne düzenin değişmesi için herkesten önce kadın inanmalıdır kendine. Önce kendine inanmalı, sonra da inanan kadınların yanında olmalıdır. Kadın, düşmanı olmamalıdır kadının. Ancak böyle çıkar karanlıklar aydınlığa.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder