Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

8 Mart 2022 Salı

aşırı

Orta şekerli bir hayat sürme arzusuna hapsoldum son günlerde. Kesin çizgilerden yoruldum. Her zaman bir taraf seçmek zorundayız. Siyah ya da beyaz olmak... Kendi rengi olamamak... Bir şeyi az sevme lüksümüz yok artık. Ya benimsemek ya da tamamıyla reddetmek zorundayız. Sürekli bir taraf seçmek zorunda olmaktan yorulmadık mı? Kendi yarattığımız kategorilerin esiri olmaktan bıkmadık mı? Bu kadar sınırlı canlılar mıyız gerçekten? Hayat bir kahve ise iki seçeneğimiz var: Şekerli ya da şekersiz içmek. Orta şekerli kahveye hasret kaldık. Ötekileştiren olmak da ötekileştirilen olmak da ağır geliyor ruhuma. Tarafsız olmak fikirsiz olmak diye düşünürken kendi yarattığımız tarafların bizi fikirsiz bırakması kararımı sorgulatıyor. Bir fikre sahip olmak diğer tüm fikirleri yadsımayı gerektirmez. Herkes açık bir kapı bırakmalı değişime ve farklılıklara. Farklı düşünceler birbirine zarar vermeden var olmalı. Sahip olmak ve sahip olamadığını yok etmek üzerine kurulu bu düzenin altında bırakmamalı kimse kimseyi. Yormadan, incitmeden bitirelim şu ömrü. Sonsuza kadar yaşayacak gibi dünyayı kendi renklerimize boyama hırsı nereden geliyor? Bu hırsla tek renge bürünmedik mi? Mavi olmak istiyorum artık, ucu bucağı olmayan ve yeşil, nefesimin yettiği yere kadar…

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder